HERŞEY GORKİ YÜZÜNDEN Köyde seferberlik sayesinde okuma yazma öğrenen Ümmiye Koçak'ın okuduğu ilk kitap Gorki'nin Ana'sı olmuş. Kitabı köyünde yaşananlarla bağdaştırdığı için unutamayan Koçak, tiyatroyla tanıştığında da köyün kadınlarını ikna edip bir tiyatro kurmuş. Adana'nın Çelemli köyünde 10 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya gelmiş Ümmiye Koçak. Kız çocukları okutulmadığı için o da okula gitmemiş, ta ki okuma seferberliği başlatılıncaya kadar. Köydeki her evden bir kişinin okula gitmesi istenip, kız kardeşi de gitmek istemeyince Ümmiye Koçak kalemini defterini alıp yola düşmüş. Her şey o zaman başlamış. ÇEYİZİM KİTAPLARIMDI Koçak, ailesinin ona özgür bir ortam sağlamasının kendisini geliştirmesinde çok etkili olduğunu söylüyor. Sonrasında hikaye yazmaya başlamış. Koçak, '13 yaşımda ilk öykümü yazdım. Babamdan 25 kuruş ister, gider defter alırdım. Bir günde 5 -6 defa para istediğimi bilirim fakat babam bana kızmazdı, verirdi' sözleriyle anlatıyor o günleri. Eşiyle tanışıp evlendiğinde çeyizleri arasında kolilere sarıp götürdüğü kitapları da varmış. Eşi de okuyup yazmasına engellememiş, hatta destek olmuş.
KOCAMA ÖNCE OKUDUM Önceleri Mersin'e bağlı köyleri Arslanköy'de kadınların bağda bahçede çalıştığını, erkeklerin ise mahsulü satıp parasıyla sabaha kadar içki içip kumar oynadıklarını anlatıyor Ümmiye Koçak. Bunları yaşayan arkadaşları gelip kendisine dert yanarmış ancak utandıklarından kendileri yaşamış gibi değil, başkasının başından geçmiş gibi anlatırlarmış olanları. O da bunları hikayeye dökermiş ve hikayelerini eşine okurmuş; 'Bir arkadaşımın hikayesini yazdım.
TİYATROYA HEVES ETTİM Sonra bir gün, 2001 yılında, köylerine Tarsus'tan bir tiyatro grubu gelmiş. Köyün kadınlarına 'Hadi tiyatro gelmiş gidelim' demiş ama ondan başka kimse oralı olmamış. Okul çocukları arasında hayatının ilk tiyatro oyununu seyretmiş Koçak. Tiyatroyu nasıl algıladığını şöyle anlatıyor Koçak; 'Oyun sonrası oyuncuların yanına gittim. 'Senin adın ne' diye sordum. 'Ahmet' dedi. 'Ama demin Veli'ydi' dedim.
TAKDİR GÖRELİM İSTEDİM Bu düşüncelerle tiyatro yapmayı kafasına koymuş Ümmiye Koçak. Önce kendi eşine düşüncelerini anlatmış. Onay alınca köyün kadınlarına tiyatrodan bahsetmeye başlamış. Koçak'ın mücadelesini kendi ağzından dinleyelim: 'Kadınlara 'Gelin biz de tiyatro yapalım' dedim . 'Ne teyatrosu kız başımıza gene bir şey çıkarma' dediler. 'Bak sen eşekle odun getiriyorsun, bağ bahçede çalışıyorsun, evin işini yapıyorsun.
ELİNİZİN HAMURUYLA! Böyle yola çıkmış Ümmiye Koçak ama hiç kolay olmamış. Köyün erkeklerine defalarca gidip tiyatroyu, neden yapmak istediklerini anlatmış. Cevap, 'Hadi canım size mi kaldı. Sizi kim hesaba alacak. Elinizin hamuruyla kendinizle dalga mı geçirttireceksiniz' olmuş. Koçak, defalarca gidip ikna etmiş erkekleri.
AMERİKA'DAN GELDİLER Provalar sürerken 8 Mart Kadınlar Günü gelmiş. Basın çalışmalarını duyunca Arslanköy Kadın Tiyatro Grubu gazetelerde yer almış. Hikayelerini duyan Pelin Esmer, elinde kamerası ile köylerinde soluğu almış. Yaşadıklarını, başlarından geçenleri 'Oyun' adlı bir belgesel haline getirmiş. Birçok festivale katılan ve de ödül alan belgeselden sonra herkesin bakışı değişmiş. Esra Ceyhan programına konuk olarak çağırmış. Koçak, 'Biz ilk defa o programla köyün dışına çıktık. FİLM DE ÇEKTİK Fakat Ümmiye Koçak'ın isteği daha geniş kitleye ulaşmak olduğu için bir film yapmak istemiş. O sıralarda da Mersin Sinema Derneği Başkanı Gürhan Ötün bir proje için köye gelip Ümmiye Koçak'la görüşmüş. Koçak, projesini anlatınca ona bir senaryo örneği vermişler. Hem narenciye bahçesinde çalışıp hem de örnek senaryoyu defalarca okuyan Koçak, 'Yün Bebek hikayesini yazmıştım. Arslanköylü Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nca çekimleri tamamlanan film kadının kadına şiddetini konu alıyor. Senaryosunu topluluğun kurucusu Ümmiye Koçak'ın yazdığı filmin çekimi, Toroslar ilçesine bağlı bin 453 rakımlı Arslanköy beldesinde güç koşullar altında tamamlandı. |
10568 kez okundu
|